top of page

Savunma Mekanizmaları

  • Yazarın fotoğrafı: Beste Işıklı
    Beste Işıklı
  • 20 Şub 2024
  • 6 dakikada okunur



On dokuzuncu yüzyılda Sigmund Freud, savunma mekanizmalarını tartışmaya id, ego ve süperegonun bilinçdışı savunmalarıyla ilintili olarak başlamıştır (Cramer, 2015).


Savunma mekanizması kavramı Sigmund Freud tarafından acı veren düşünceleri ve duygulanımları farkındalık dışında tutan bir zihinsel işlemi tanımladığı makaleleriyle ortaya atılmıştır (Cramer,2000). Kavram ilk olarak Freud’un "Savunma Psikonevrozları" isimli araştırmasında görünmüş, daha sonra "Savunma Psikonevrozları Hakkında Düşünceler", "Histerinin Etiyolojisi Üzerine" gibi çeşitli çalışmalarında bu kavramın egonun dayanılamayan, acı veren fantezi ve duygulanımlar karşısında direnmesi olarak ifade edilmiştir (Freud A., 2004). Dolasıyla savunma mekanizmalarını anlayabilmek için öncelikli olarak topografik model ve yapısal model üzerinde durulmalıdır.


Topografik model, kişiliğin üç ayrı bölümden oluştuğunu söylemektedir. Kabul edilemeyen duygu ve düşünceleri içeren bölüm bilinçdışı, bilince çağırma kapasitesi olan duygu ve düşünceleri içeren bölüm önbilinç, herhangi bir zaman diliminde farkındalık alanında olan duygu ve düşünceleri içeren bölüm ise bilinç alanıdır (Black ve mitchell, 2014).


Yapısal kuram topografık kuramı yoksaymamış, genişletmiştir (Freud, 2011) ve kişiliğin karşılıklı etkileşim ile çalışan üç ana sistemden oluştuğunu söylenmemiştir: alt benlik(id),benlik(ego):üst-benlik(süperego) (Geçtan, 2006).


Freud’a göre dünyaya geldiğimizde kişilik yapılarımızdan birisi olan id vardır (Burger, 2006). İd, arzuların anında ve tam olarak tatmin edilmesini amaçlamaktadır (Rennison, 2015). Haz ilkesine göre hareket etmektedir. Yani, dış dünyayı dikkate almadan tatmin sağlayacağı şeylerle ilgilenmektedir. Kurallar, yasalar, ahlak id için önemsizdir. Düzenden uzak, ısrarcı, talepkârdır. Örneğin tamamen id ile yönetilen bebek, acıktığında doyurulana kadar ağlar, anında tatmin olmak ister, beklemek, ertelemek, vazgeçmek onun için mümkün değildir. Sadece acıdan uzak durma ve doyum sağlama peşindedir.


Süperego anne baba tarafından çocuğa aktarılan ve ödül ceza ile pekiştirilen kişinin ahlaki yönü ve geleneksel değerlerin temsilcidir ve süperegonun işlevleri toplumun değer yargılarına uymayan id’ten gelen içsel dürtüleri ketlemek veya bastırmak, egoyu ahlaki amaçlara yöneltmek ve kusursuz olmaya çabalamaktır (Geçtan, 2006). Örneğin yetiştirilme tarzından dolayı bazı çocukların süperegosu tam olarak gelişmemiştir ve yetişkin olduklarında yalan söylemekten ya da hırsızlık yapmaktan daha az sıkıntı duyarlar (Burger,2006).


Ego ise uyum sağlayıcı ve bütünleştiricidir. İd’in dürtüleriyle süperegonun içerdiği toplumsal kural ve ahlakı da göz önünde bulundurarak uzlaşma sağlar. Ayrıca, id’teki haz ilkesinin yerini ego’da gerçeklik ilkesi almıştır (Freud S., 2011). Bu sayede ego ihtiyacını giderebilmek için bekleyebilme, erteleyebilme, gereksinimlerini karşılamak için plan yapabilme, diğer doyum yollarını bulabilme kabiliyetine sahiptir.


Özetle, kişilerin bilinç düzeyine çıkmayacak kadar korkutucu dürtü, düşünceleri veya istekleri olabilmektedir. Klasik psikanalitik teoriye göre, birey kabul edilemez dürtülerin, düşüncelerin veya isteklerin farkına varırsa bir tür kaygı ortaya çıkar. Ego’nun bu tür istenmeyen arzu ve düşüncelerle başa çıkmak için kullandığı bir çok teknik bulunmaktadır ve bu tekniklerin genel adı savunma mekanizmalarıdır (Burger,2006).


Savunma Mekanizmalarının Sınıflandırılması

Yirminci yüzyılda ise savunma mekanizmaları Anna Freud tarafından daha net bir şekilde tanımlandı, analiz edildi ve 10 ana savunma mekanizması ortaya çıktı, ancak o zamandan bu yana savunma mekanizmaların sayısı daha sonraki psikanalistler tarafından artırıldı (Bailey ve Pico, 2022).


Savunma mekanizmaları 40 maddelik Savunma Biçimleri Testinde olgun, nevrotik ve immature olarak ele alındığı görülmüş ve bu derlemede ölçekle paralel şekilde gruplanacaktır (Yılmaz ve ark., 2007).


İlkel Savunma Mekanizmaları

Yansıtma (Projection): Bireyin kendi kabul edilemez dürtülerini ve fikirlerini başkalarına atfetmesi olarak açıklanabilir (Kline, 1993). Örneğin, evliliğinde partnerini aldatan kişi, daha sonra eşini sadakatsizlikle suçlayabilir veya eşinden daha fazla şüphelenebilir (Bailey and Pico, 2022).


Pasif saldırganlık (Passive aggression): Birey, başkalarına karşı olan saldırganlığını dolaylı olarak ve sıklıkla kendine zarar vererek ifade eder (Horowitz ve ark. 1992).Örneğin, karşı tarafla dürüstçe iletişim kurmak yerine, duygularını bastırabilir, kızgın bakışlar atabilir, zorluk çıkaran, somurtkan biri olabilir.


Dışa vurma (Acting out): Kişi stres verici duyguları sözel olarak ifade edemeyip eylemlerle ortaya koyar (Yıldırım ve Kumcağız, 2022). Yoğun öfke duygusuyla birbirine fırlatılan birtakım eşyalar örnek olarak gösterilebilir.


Yalıtma (Isolation): Tehdit eden düşünce ve duygular arasında zihinsel bir boşluk veya engel oluşturmayı içerir (Baumeister vd., 1998). Örneğin saldırıya uğrayan bir kişi duygusunu düşüncesinden ayırarak hiçbişey hissetmiyormuş gibi davranabilir.


Değersizleştirme (Devaluation): Kendine veya başkalarına abartılı olumsuz nitelikler yüklemek anlamına gelmektedir ve karşıt tepki geliştirmenin oluşumundan farklı olarak başkalarına karşı hayranlığı veya olumlu duyguları gizleyebilir (Horowitz ve ark. 1992).


Otistik fantezi (Autistic fantasy): Fanteziler ile katlanılamayan çeşitli olaylarla başetmeyi amaçlayan bir savunma mekanizmasıdır (Yıldırım ve Kumcağız, 2022). Diğer bir deyişle kişi hayal alemine dalarak yaşadığı sıkıntılardan uzaklaşır.


Yadsıma/İnkar (Denial): Egonun dış dünyadan acı verici olabilecek bazı algıları yok sayması olarak tanımlanabilir (Kline, 1993). Yani, kişi benimsenmesi rahatsız edici ve zor olan yaşantıların varlığını anlamazlıktan ve görmezden gelmektedir. Böylece durumun rahatsız edici gerçeğinden kaçınılmaktadır (Bailey and Pico, 2022). Örneğin, yakınını kaybeden kişi bu ölümü kabul etmeyebilir ve kaybettiği yakını hala hayattaymış gibi davranabilir.


Yer değiştirme (Displacement): Birey, bir nesne hakkındaki duygusunu veya tepkisini, genellikle daha az tehdit edici olan başka bir nesneye yönlendirir. Ayrıca, yer değiştirme savunma mekanizmasını kulanan kişi yerinden edilmiş nesneye karşı ifade edilen duygu veya dürtünün gerçekten başka bir nesne için olduğunun farkında olabilir veya olmayabilir (Horowitz ve ark. 1992).


Disosiyasyon (Dissociation): Travmatik bir olayla karşılaşıldığında görülmesi olağandır. Bütünlük içerisinde olan bellek, kimlik, bilinç veya çevreyi algılama işlevlerinde kopma meydana gelir (Balcıoğlu ve Balcıoğlu, 2018). Bu savunma mekanizması ile tüm yaşamın, belirli bir olay veya zaman aralığının travma nedeniyle unutulması ile karakterize edilen dissosiyatif amnezi, bireyin kendi kimliğini unutup evden ayrılması ile tanımlanan dissosiyatif füg, kişinin bedeninden ve duygusundan koparak kendisine dışarıdan bakıyormuş gibi hissetmesi ile adlandırılan depersonalizasyon ve kişinin kendi kimliği dışında başka kişilerinde olması anlamına gelen dissosiyatif kimlik bozukluğuna neden olabilir (Geçtan, 2006).


Bölme (Splitting): Bir kişi veya durum hakkında tam bir anlayış içinde hem olumlu hem de olumsuz nitelikleri uzlaştıramamak olarak tanımlanabilir (Bailey and Pico, 2022).


Rasyonalizasyon (Rationalization): Bu savunma bireyin davranışını mantıklı ve toplumun onayını alan açıklamalar getirerek haklı göstermesine yardımcı olurken aynı zamanda ulaşılamayan hedeflere yönelik hayal kırıklığını azaltmaktada etkilidir (Geçtan, 2006). Örneğin, çalıştığı sınavdan düşük alan öğrenci sınavın dönem sonu ortalamasına etkisinin az olduğunu bu sebepten dolayı önemli bir sınav olmadığını söyleyebilir.


Bedenselleştirme (Somatization): Kabul edilemez dürtüleri bilinçdışına itelemesi sonucu bedensel yakınma oluşmasıdır (Geçtan, 2006).Baş ağrısı buna örnek gösterilebilir.


Nevrotik Savunma Mekanizmaları Yapma-bozma (Undoing): Bireyin kendisinin onaylamadığı ve toplum tarafından kabul görmediği davranış veya düşünceyi bırakması ve bu eylem ya da söz ortaya çıkmışsa telafi etmesi (Geçtan, 2006). Örneğin kusurlu davranışta bulunduktan sonra af dilemek, sadaka vermek, günah çıkarmak.


Psödo altruizm (Pseudo altruism): Başkalarına yardımcı olma, bağışta bulunma, diğerlerinin yerine insiyatif alma gibi bir takım ve uç olumlu davranışlar içerir (Yıldırım ve Kumcağız, 2022).


İdealleştirme (Idealization): Abartılı olumlu nitelikler kendine veya başkalarına atfetmek olarak tanımlanabilir (Kline, 1993).


Karşıt Tepki Geliştirme (Reaction formation): İçgüdünün tam karşıtı bir tutumun yaratılmasıyla sonuçlanan bir savunmadır (Kline, 1993). Örneğin, eşcinsel bir dürtüyü kabul edemeyen kişi eşcinselleri küçümseyebilir (Boeree, 2006) veya yenidoğan kardeşini kıskanan çocuk, kardeşine karşı aşırı derecede ilgi gösterebilir.


Olgun Savunma Mekanizmaları

Yüceltme (Sublimation): Kabul edilemez bir dürtünün toplumsal olarak kabul edilebilir, dahası üretken bir biçime dönüştürülebilir hale gelmesidir. Diğer bir deyişle, toplum değerleri açısından beğenilebilir biçime dönüştürülmesidir. Saldırganlık dürtüsü olan kişi avcı, kasap veya asker olabilirken güçlü cinsel arzuları olan kişi ise sanatçı, fotoğrafçı veya romancı olabilir (Boeree,2006). Böylelikle bireyler bastırılmış arzuyu çeşitli yollar ile boşaltır, arzulara doyum için yol açmış olurlar.


Mizah (Humor): Başa çıkmakta zorlanılan ve kaygı uyandıran durum ile ilgili şaka yapmak olarak tanımlanabilir.Örneğin, kişi fazla kilosundan oldukça rahatsız olmasına rağmen kilolarıyla ilgili espriler yapması.


Beklenti (Anticipation): Gerçekleşebilecek kaygı ve heyecan verici yaşam olaylarına yönelik öngörüde bulunması olarak açıklanabilir (Yıldırım ve Kumcağız, 2022). Örneğin, sunum üzerinden ders anlatan öğretmenin karşılaşabileceği problemleri düşünerek kendisini hazırlaması.


Baskılama (Suppression): Acının kaynağını düşünmekten kasten kaçınmak olarak tanımlanabilir (Kline, 1993).



Kaynakça

Bailey, R., & Pico, J. (2022). Defense mechanisms. In StatPearls [Internet]. StatPearls Publishing.

Baumeister, R. F., Dale, K., & Sommer, K. L. (1998). Freudian defense mechanisms and empirical findings in modern social psychology: Reaction formation, projection, displacement, undoing, isolation, sublimation, and denial. Journal of personality, 66(6), 1081-1124.

Boeree, C. G. (2006). Sigmund Freud. Personality Theories, 1-19.

Burger, J. M. (2006). Kişilik. Kaknüs Yayınları.

Cramer, P. (2000). Defense mechanisms in psychology today: Further processes for adaptation. American psychologist, 55(6), 637.

Cramer, P. (2015). Understanding Defense Mechanisms. Psychodynamic Psychiatry, 43(4), 523–552. doi:10.1521/pdps.2015.43.4.523

Freud A. (2004). Ben ve savunma mekanizmaları. (Çev. Yeşim Erim), İstanbul: Metis Yayınları.

Geçtan, E. (2006). Psikodinamik psikiyatri ve normaldışı davranışlar. Metis Yayınları.

Horowitz, M., Cooper, S., Fridhandler, B., Perry, J. C., Bond, M., & Vaillant, G. (1992). Control processes and defense mechanisms. The Journal of Psychotherapy Practice and Research, 1(4), 324.

Kline, P. (1993). A critical perspective on defense mechanisms. In The concept of defense mechanisms in contemporary psychology (pp. 3-13). Springer, New York, NY.

Levine, A., & Heller, R. (2018). Bağlanma: Aşkı bulmanın ve korumanın bilimsel yolları. Aganta Kitap.

Rennison, N. (2015). Freud and psychoanalysis: Everything you need to know about id, ego, super-ego and more. Oldcastle Books.

Vaillant, G. E. (1994). Ego mechanisms of defense and personality psychopathology. Journal of abnormal psychology, 103(1), 44.

Yıldırım, O., & Kumcağız, H. (2022). Psikodinamik yaklaşıma göre insan davranışının incelenmesi.

Yılmaz, N., Gençöz, T. ve Ak, M. (2007). Savunma Biçimleri Testi’nin psikometrik özellikleri: Güvenirlik ve geçerlik çalışması. Türk Psikiyatri Dergisi, 18(3), 244-253.



Comments


bottom of page