Medyanın Ergenlik Döneminde Beden Memnuniyetsizliği ve Yeme Bozuklukları Üzerinde Etkisi
- Beste Işıklı
- 20 Şub 2024
- 12 dakikada okunur
Ergenlik dönemi bireyin duygusal, fiziksel, psikososyal değişimleriyle başlayan kimlik duygusunun edinmesiyle sonlanan çocukluk ve yetişkinlik arasındaki geçiş dönemi olarak tanımlanabilir (Özcebe, 2002). 18-19 yaş geç, 15-18 yaş arası orta, 10-14 yaş arası ise erken ergenlik dönemini oluşturmaktadır (Derman, 2008). Bireylerin bu dönemlerde bedenleri yoğun bir değişim içerisindedir. Dış görünüm aşırı önem kazanır ve beden görünüşüne bağlı olarak beden algılarında dalgalanmalar sıkça görülür. Hayat boyu da gelişip değişmeye devam eder (Uskun ve Şabaplı, 2013). Beden algısı bireyin bedenini nasıl gördüğüyle, bedenine karşı hisleri ve sergilediği tavırlarla ilgilidir (Güvenen, 2017). Olumlu beden algısına sahip bireyler bedenleriyle barışık ve bedenini sevmektedir. Olmak istenilen beden biçimi ve sahip oldukları beden arasında fark varsa beden memnuniyetsizliği olarak adlandırılır (Arslan,2004). Diğer bir değişle ise, beden memnuniyetsizliği bireyin vücuduna yönelik negatif duygular hissetmesi olarak tanımlanabilir (Güvenen, 2017). Kişi, görünümünü beğenmeyerek karın, kalça, göğüs gibi birçok vücut bölgesini olumsuz değerlendirebilir ve arzu ettiği görünüme sahip olmadığı için hoşnutsuzdur.
Yeme bozuklukları bireylerin yeme tutumlarında ve buna karşı duygu, düşüncelerinde ciddi problemlere sebep olan psikiyatrik bir hastalıktır. Anormal yeme tutumu ve kiloyu kontrol etme çabası olarak karşımıza çıkmaktadır. Yeme bozukluklarının her geçen gün dünyada yaygınlığı artmakta, başlangıç yaşı ergenlik dönemlerine denk gelmektedir (Baktıroğlu, 2019; Herzog ve Eddy, 2007). Dahası, okul öncesi çocuklarda bile kilo alımına dair olumsuz bilişler ve zayıf olmaya yönelik eğilim görülmektedir.
DSM-5 tanı kriterlerine göre yeme bozuklukları; pika, kaçıngan/kısıtlı yiyecek alımı bozukluğu, ruminasyon bozukluğu, bulimiya nervoza, anoreksiya nervoza ve tıkanırcasına yeme bozukluğu olarak sınıflandırılmaktadır (APA,2013).
Pika, kültürel olarak kabul görmeyen ve besin değeri olmayan maddeleri tekrarlayıcı şekilde 1 ay süreyle yeme arzusu olarak açıklanabilir (APA, 2013). En yaygın olarak bildirilen maddeler toprak, kil, buz, nişasta, saç, boya parçaları, kâğıt, sigara izmaritleri ve külleridir (Singh, 2013). İki yaşından küçük çocuklarda yenilebilir olmayan maddeleri ağzına götürmesi ya da yemesi sık görülen ve gelişim özelliği olarak kabul edilen bir davranıştır (Hartmann, Becker, Hampton ve Bryant, 2012). Pika tanısı alabilmesi için bireyin bu durumunun gelişimsel dönemi ile uyumlu olmaması gerekir (APA, 2013). Ayrıca, besin olmayan maddelerin tüketilmesi bazı etnik popülasyonlarda kültürel bir davranış kalıbı olduğu için kabul edilebilir ve patoloji olarak görülmez (Blinder ve Salama, 2008).
Ruminasyon bozukluğu, en az bir ay süreyle ağza alınan ve çiğneyerek yutulan besinin tekrarlayıcı ve istemli olarak ağza getirilmesi, bu besinin tekrar çiğnenmesi, yutulması veya dışarı çıkarılması olarak tanımlanabilir (APA, 2013). Yemekten sonraki ilk 15 dakika içinde yutulan besinin yeniden ağza geldiği ve tekrarlayan çiğneme, sindirilmemiş besinin yeniden yutulma davranışının 2 saate kadar devam ettiği yaygın olarak gözlemlenmiştir (Kusnik ve Vaqar, 2012). Teşhis ve tedavide gecikme kilo kaybına, yetersiz beslenmeye, diş erozyonlarına, ağız kokusuna, elektrolit bozukluklarına, psikiyatrik komorbidite riskinde artışa ve bunun sonucunda önemli fonksiyonel yetersizliklere neden olabilir (O'Brien, Bruce ve Camilleri, 1995).
Kaçıngan/kısıtlı yiyecek alımı bozukluğu tanı kriterleri besinlere karşı ilgisizlik, yemek yemenin olumsuz sonuçlarına karşı endişe duyma, besinin kokusu, kıvamı, görüntüsü gibi duyusal özelliklerinden kaçınma ve tartı kaybı olarak karşımıza çıkar (APA, 2013). Beden imajına yönelik kaygı görülmez (Karadere ve Hocaoğlu, 2018). Aksine, kişide besin alımını arttırma ve kilo alma arzusu olmasına rağmen bunu yapamayabilir (Zimmerman ve Fisher, 2017).
Genellikle bireylerde anoreksiya nervoza zayıf bedene sahip olmak için diyet yapma davranışı ile başlar ve giderek gün içerisinde alınan kalori miktarında azalma görülür. Diyet uygulamasının yanında aşırı egzersiz veya kendi kendini kusturma gibi olumsuz davranışlarda görülebilir. Ayrıca kilo kaybıyla beraber bireyin sağlığı da tehlikeye girmiş olur. Anoreksiya nervoza için DSM-5’te, erişkinlerde vücut kitlesi göstergesine, çocuklarda ise VKG yüzde birliğine göre belirlenen kilonun altında olma, tartı alımına karşı yoğun korku hissetme, tartı alımını engellemeye yönelik tekrarlayıcı davranışlarda bulunma, beden algısında bozukluk ve kendisini değerlendirirken beden biçimi, ağırlığına gereksiz önem verme gibi kriterler bulunmaktadır (APA, 2013).
Bulumia nervoza’nın en yaygın belirtileri arasında belirli bir zaman diliminde yemek yemeye yönelik kontrolünü kaybetme hissiyle beraber gelişen çoğu insanın yiyemeyeceği miktarda besin tüketimi, ardından fazla egzersiz, katı diyet ve kusarak yediği besinleri çıkarma gibi telafi davranışlarında bulunduğu görülmektedir (Ersoy, 1991). 3 ayda en az haftada 1 kez tıkınarak yeme davranışı ve uygun olmayan telafi davranışları vardır (APA, 2013). Genellikle tatlı, yumuşak ve kaygan olan yüksek kalorili gıdalar tercih edilir (Aydın, 2022). Ayrıca, bulimiya nervozalı kişilerde vücut ağırlığı genellikle normal ya da normalin biraz üzerinde olmasına (Kudret ve Demir, 2022) rağmen beden biçimi ve kilo kendini değerlendirmede gereksiz önem taşımaktadır (APA, 2013).
Tıkınırcasına yeme bozukluğu kişinin belirli bir zaman diliminde benzer koşullarda diğer insanlardan daha fazla miktarda yemeği hızlıca tüketmesi, bu davranışı kontrol edemediği ve tekrarladığı bir bozukluktur (Turan, Poyraz ve Özdemir, 2015). Kişi aç olmadığı halde ve kendisini rahatsız hissedene kadar yemek yemektedir (Aydın, 2022). DSM-5 tanı ölçütleri arasında tekrarlanan telafi edici davranışların görülmemesi ve 3 ayda en az haftada 1 kez tıkınırcasına yeme davranışının ortaya çıkması bulunmaktadır (APA, 2013).
Günümüzde zayıf bir bedene sahip olmak batı toplumlarının güzellik algısını yansıtmaktadır ve bu nedenle yazılı, görsel basın tarafından zayıf olmak özendirilerek çeşitli diyet, egzersiz programları sunulmaktadır (Çulfa, 2021). Ayrıca, sosyal medyada da zayıflamaya yönelik paylaşımlar yapılmaktadır. Dahası, basit görülen bir paylaşımda bile çeşitli rötuşlar yapılıp kusursuz beden yaratılmaya çalışılmaktadır. Ergenlik dönemi ise beden algısının gelişimi için hassas bir dönemdir ve her geçen gün ergenlerin medyaya maruz kalma süreleri artmaktır. Medyanın dayattığı ideal vücut ölçülerini karşılamamak ergenlerde beden algılarına yönelik memnuniyetsizliğe sebep olmaktadır. Günümüzde, bireylerin erken yaşlarda vücut şekilleri değiştirmek için diyet veya egzersiz yapmaya başladığı görülmektedir (Smolak, 2004). Ayrıca bu yöntemler çoğu zaman uzman olmayan bireylerden etkilenme sonucu bilinçsizce uygulanmaktadır (Uskun ve Şabaplı, 2013). Dahası, bazı bireyler standart değerlendirmeleri dikkate almadan kendisini şişman olarak algılamakta ve gereksiz durumlarda bile zayıflamak amacıyla çeşitli davranışlarda bulunmaktadır (Çulfa, 2021). Böylelikle de yeme bozukları prevalansı her geçen gün giderek artmaktadır. Sonuç olarak, ergenlerde medya kullanımı ve beden memnuniyetsizliği yeme bozukluğunun başlangıcı için önemli risk faktörleri olduğu söylenebilir (Haines ve Neumark-Sztainer,2006).
Cinsiyete göre kıyaslama yapıldığında ise, çoğu ergen kız yetişkinliğe kadar beden memnuniyetsizliği yaşamaya devam ettiği (Wang vd., 2019) ve kızlarda yeme bozuklukları erkeklere oranla yirmi kat daha fazla ortaya çıktığı görülmektedir (Arıca, Arıca, Arı ve Özer, 2011). Bu durum medyada kızların beden algısına yönelik mesajların erkeklere kıyasla daha fazla olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Dolasıyla ergen kızlar risk grubundadır.
Ergenlik döneminin bireylerin gelişiminde oldukça önemli yeri olduğu düşünülen bu derlemede ergenlerde medyanın, beden memnuniyetsizliği ve yeme bozuklukları üzerindeki etkisine ilişkin bazı kanıtların gözden geçirilmesi amaçlanmıştır. Bu sayede medyanın beden algısı ve yeme davranışı üzerindeki etkisi hakkında daha bilinçli olunabileceği düşünülmüştür.
Medya ve Beden Memnuniyetsizliği
Hargreaves ve Tiggemann (2003) yürüttükleri deneysel çalışmada, televizyonda yayınlanan çekici kadın görüntülerini izlemenin 13-15 yaş aralığındaki kız ve erkeklerde beden memnuniyetsizliği üzerindeki etkisine baktı. Araştırma sonuçları, televizyon reklamlarını izlemenin görünüm şeması aktivasyonunu artırdığını göstermektedir ve dahası günlük ya da sık sık medya görüntülerine maruz kalma yoluyla görünüm şemalarının tutarlı aktivasyonu kronik beden memnuniyetsizliği olasılığını ortaya koymaktadır (Hargreaves ve Tiggemann, 2003).
Bir araştırmada, erkek ve kadın lisans öğrencilerini kendi cinsiyetinden olan kişilerin çekici ve çekici olmayan görüntülerine sosyal medya üzerinden maruz bırakılmıştır (Haferkamp ve Krämer, 2011). Çekici olan görüntülere maruz kalan katılımcılar diğer görüntülere maruz kalan katılımcılara göre daha olumsuz beden algısı ve daha az olumlu bir ruh hali bildirmiştir (Haferkamp ve Krämer, 2011).
14-16 yaş arasında 819 ergen erkeğin ve 791 ergen kızın örneklem grubunu oluşturduğu bir çalışmada, beden memnuniyetsizliği, medya tarafından dayatılan ideal vücut algısını içselleştirilmesi, medyadan algılanan baskı, vücut kitle indeksi (BMI) ve beden memnuniyetsizliği arasındaki ilişki incelendi (Knauss, Paxton ve Alsaker, 2007). Sonucunda, medya tarafından önerilen vücut idealinin içselleştirilmesi kızlarda beden memnuniyetsizliği üzerinde etkisi olduğu saptandı ve kızlar erkeklere oranla daha yüksek beden memnuniyetsizliği gösterdi (Knauss vd., 2007).
7. ve 10. sınıf öğrencisi olan kızlarla yapılan bir araştırmada öğrencilerin bir kısmına idealize edilen güzellik algısını yansıtan dergi resimleri gösterirken diğer kısmına moda aksesuarlarının bulunduğu dergi resimleri gösterildi (Durkin ve Paxton, 2002). İdealize edilmiş güzellik algısını yansıtıldığı 7. sınıf kız öğrencilerinde, beden memnuniyetsizliğinde artış gözlemlendi ve bu artışın yordayıcıları ince bedenin içselleştirilmesi ve görünüm karşılaştırmasını içeriyordu (Durkin ve Paxton, 2002). 10. sınıf kız öğrencilerinde ise zayıf idealin içselleştirilmesi ve görünüm karşılaştırmasının, beden memnuniyetsizliği ve depresif halin artışına neden olduğu görülmüştür (Durkin ve Paxton, 2002).
Hargreaves ve Tiggemann (2004) tarafından yürütülen diğer bir araştırmada medyada idealize edilen güzellik algısına maruz kalmanın ergen erkek ve kızların beden algıları üzerindeki etkisi incelenmiştir. Kızlar ve erkeklerin bir kısmına kendi cinsiyetlerine göre idealize edilen görüntülerin televizyon reklamlarını izletirken diğerlerine normal televizyon reklamları izletilmiştir ve idealize edilen reklamlara maruz kalmanın, kızlarda beden memnuniyetsizliğinin artışına sebep olduğu bulunurken erkekler için sebep olmadığı bulunmuştur (Hargreaves ve Tiggemann, 2004).
Beden Memnuniyetsizliği ve Yeme Bozuklukları
Günümüzde medya zayıflığı idealize etmektedir. Medyanın idealize ettiği vücut yapısına maruz kalmanın beden memnuniyetsizliğine yol açabileceğini destekleyen birçok araştırma bulunmaktadır (Durkin ve Paxton, 2002; Haferkamp ve Krämer, 2011; Hargreaves ve Tiggemann, 2004; Knauss vd., 2007). Ayrıca, alan yazında ergenlerde beden algısının yeme bozukluğuna etkisini göz önünde bulunduran araştırmalar da mevcuttur.
485 lise öğrencisi ile yapılan bir araştırmada, beden algısı ve yeme tutumu arasında ilişki bulunmuş ve düşük beden algısına sahip olan bireylerin kilo kaybetmek için sağlıksız yöntemlere başvurdukları görülmüştür (Uskun ve Şabaplı, 2013). Diğer bir araştırmada, ergenlerde internet kullanımının beden algısı ve yeme tutumuna ilişkisine bakılmış, beden algısı ve yeme tutumu arasında pozitif yönde ilişki olduğu saptanmıştır (Yılmaz, 2017). Büyük ve Özdemir (2018) tarafından yürütülen araştırma, Samsun ilinde 240 lise öğrencisi ile yapılmış, yeme tutumu ve beden algısı arasında ilişki olduğu bulunmuştur. Ayrıca, kız öğrencilerin erkek öğrencilere kıyasla daha yanlış yeme tutumu sergilediği, erkek öğrencilerin ise kız öğrencilere kıyasla daha fazla beden algısına sahip olduğu görülmüştür (Büyük ve Özdemir, 2018). İstanbul ilinde yapılan diğer bir çalışmada ise, lise öğrencilerinin yeme tutumu, beden algısı ve beden kitle indeksi değerlendirilmiş, genelin beden algısının düşük olduğu ve yeme tutumlarının bozulduğu saptanmış, dahası beden algısı düşük olan öğrencilerin beden kitle endeksinin yüksek ve yeme tutumu bozulduğu tespit edilmiştir (Arslan, 2020). Dolasıyla ergenlerde medyaya maruz kalmanın, beden memnuniyetsizliğine, bu durumun yanlış beslenme davranışlarına ve sonrasında yeme bozukluklarına yol açabileceği düşünülmüş ve araştırılmıştır.
Medya, Beden Memnuniyetsizliği ve Yeme Bozuklukları
Yaş ortalaması 18 olan 185 lisans öğrencisiyle yapılan dört hafta süren bir çalışmada Facebook’ta olumsuz geribildirim arayan ve alanların, yeme tutumları incelenmiş, olumsuz geri bildirim alan ve arayan öğrencilerin dört hafta sonra düzensiz yeme davranışı bildirme olasılığının diğerlerine oranla daha yüksek olduğu ve beden memnuniyetsizliğinin arttığı bulunmuştur (Hummel ve Smith, 2015).
Yapılan bir araştırma sonucunda 9-14 yaş aralığındaki ergenlerle medyanın kilo kaygılarının ve kilo kontrol uygulamalarının gelişimini etkilediğini söylemektedir (Field vd., 2001).
Terhoeven vd. (2020) Burkino Faso'nun kırsal bölgelerinde yaşayan 696 ergen kızın yeme bozuklukları, beden algısı ve medya maruziyetine bakılmış, ergen kızlardan 2'sinin tıkınırcasına yeme bozukluğu, 4'ünün anoreksiya nervoza DSM-5 ölçütlerini karşıladığı ve hiçbirinin bulimia nervoza ölçütlerini karşılamadığı saptanmıştır. Araştırma sonuçları medyaya maruz kalmanın beden memnuniyetsizliği ve potansiyel olarak gelecekteki yeme bozukluklarının prevalansının artmasına yol açabileceğini göstermektedir (Terhoeven vd., 2020).
Fiziksel görünüm karşılaştırmasının beden memnuniyetsizliğine sebep olabileceği düşünülen bir çalışmada, ergen kız ve erkeklerin sosyal medyada ve gündelik yaşantıda dış görünümünü diğerleriyle kıyaslamasının yeme tutum bozukluğuna etkisi araştırılmıştır (Acar, 2020). Ergenlerin sosyal medyada geçirdikleri zaman dilimi arttıkça sosyal medya ve gündelik yaşantıda dış görünümünü diğerleriyle kıyaslama tutumu da arttığı görülmüş, dahası sosyal medyada ve gündelik yaşantıda dış görünümünün diğerleriyle kıyaslanmasının yeme tutum bozukluğu ile ilişkili olduğu saptanmıştır (Acar, 2020).
Ferguson, Muñoz, Garza ve Galindo (2014) 10-17 yaş arası ergen kızlarla yürüttüğü bir çalışmada medyanın yeme bozuklukları üzerinde direkt etkisi bulunamamıştır fakat sosyal medya kullanımının akran rekabeti ile ilişkili görülmüş, dolasıyla akran rekabetinin yeme bozukluklarının başlangıcında etkili olduğu saptanmıştır.
Aslan (2001) tarafından yürütülen Türkiye’de kız öğrencilerle yapılan bir araştırmada ise beden algısı, yeme davranışı bozuklukları ve medyanın etkisine bakılmış, araştırmanın sonucunda idealize edilmiş medya imgelerini gerçek olarak görme ve kişinin kendisinin veya arkadaşlarının vücutlarını medya imajlarıyla kıyaslama, ideal olanın zayıflık olması düşüncesiyle ilişkili bulunmuştur. Dahası diyet, fazla yeme, yeme davranışı sonrası öncesi suçlu hissetme gibi davranış ve tutumların idealize edilmiş medya imgelerini gerçek olarak görmesi ve kişinin kendisinin veya arkadaşlarının vücutlarını medya imajlarıyla kıyaslaması ile ilişkili olduğu bulunmuştur (Aslan,2001).
Tartışma, Sonuç ve Öneriler
Ergenlerin beden memnuniyetsizliği sebebiyle herhangi bir uzmana danışmandan yeme tutumlarını değiştirmesi sık rastlanan bir durum haline gelmiştir. Alan yazına bakıldığında medya, beden memnuniyetsizliği ve yeme bozuklukları arasındaki ilişkilere odaklanılan çalışmaların kısıtlı olduğu görülmüştür. Yapılan kısıtlı araştırmalarda ise medyaya maruz kalma, beden memnuniyetsizliği ve yeme tutumunun bozulması arasında ilişki olduğunu saptamıştır (Field vd., 2001; Hummel ve Smith, 2015; Terhoeven vd., 2020). Medyada kadınlara yönelik mesajların fazlalığı, zayıf vücut yapısını idealize edilmesi ve medyaya maruz kalma yaşının düşmesi özellikle ergen kızlar için önemli bir risk faktörü haline gelmiştir. Ayrıca, literatürde medya maruziyetinin ergenlik döneminde dış görünümünü diğerleriyle kıyaslamasına neden olduğu, benlik algısını etkilediği ve yeme bozukluğuna yol açtığına yönelik araştırmalar da mevcuttur (Acar, 2020; Aslan, 2001).
Bu derlemede güçlü ve zayıf yönler bulunmaktadır. Bu çalışmanın güçlü yönü beden memnuniyetsizliği ve yeme bozukluğu üzerinde medyanın etkisini inceleyen deneysel ve uzunlamasına araştırmanın literatürde var olmasıdır ve farklı kültürlere ait araştırmalardan faydalanılmasıdır.
Bu çalışmanın zayıf yönleri ise medyanın spesifik olarak yeme bozuklarının üzerindeki etkisi yeteri kadar ele alınamamış olmasıdır. Ayrıca, ergen kızlarda beden memnuniyetsizliği ve yeme bozukluğunun ilişkilendirildiği araştırılmalara yer verilirken ergen erkekler için araştırmaların kısıtlılığından dolayı yeterince yer verilememiştir. İleri çalışmalar literatüre yeme bozukluklarında medyanın etkisini göz önünde bulundurarak yeme bozukluklarını önlemeye yönelik programlar geliştirip katkıda bulunabilir.
Kaynakça
Acar, M. (2020). Adolesanlarını Sosyal Medyada ve Günlük Yaşamda Fiziksel Görünüm Karşılaştırmalarının Yeme Tutum Bozukluğu İle İlişkisi, (Doktora Tezi), Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
American Psychiatric Association (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders. 5th ed. Arlington: American Psychiatric Association: 329-354.
Arıca, S.G., Arıca, V., Arı, M., Özer, C. (2011). Adolesanda Yeme Bozuklukları. Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Dergisi, 2(5):1-10
Arslan, M. (2020). Lise Öğrencilerinin Beden Algısı ve Yeme Tutumunun İncelenmesi ve Bunların BKİ (Beden Kitle İndeksi) İle İlişkisinin Değerlendirilmesi. Süleyman Demirel Üniversitesi Vizyoner Dergisi, 11(26), 107-117.
Aslan, D. (2004). Beden Algısı İle İlgili Sorunların Yaratabileceği Beslenme Sorunları. Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi, 13(9), 326-329.
Aslan, S. H. (2001). Beden İmgesi ve Yeme Davranışı Bozuklukları İle Medya İlişkisi. Düşünen Adam, 14(1), 41-47.
Aydın, M. (2022). Sağlık Bilimlerinde Araştırma ve Değerlendirmeler-1. Gece Kitaplığı: Ankara.
Baktıroğlu, G. (2019). Yeme Bozukluğu Değerlendirme Ölçeğinin Yetişkinler Üzerinde Geçerlik, Güvenirlik ve Norm Çalışması, (Doktoa Tezi), İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Blinder, B. J., & Salama, C. (2008). An Update on Pica: Prevalence, Contributing Causes, and Treatment. Psychiatric Times, 25(6), 66-66.
Büyük, E. T., & Özdemir, E. (2018). Lise Öğrencilerinin Beden Algısı İle Yeme Tutumu Arasındaki İlişki. International Anatolia Academic Online Journal Health Sciences, 4(2), 1-12.
Çulfa, S., Yıldırım, E., & Bayram, B. (2021). COVID-19 Pandemi Süresince İnsanlarda Değişen Beslenme Alışkanlıkları İle Obezite İlişkisi. Online Türk Sağlık Bilimleri Dergisi, 6(1), 135-142.
Derman, O. (2008). Ergenlerde Psikososyal Gelişim. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri Sempozyumu, 63, 19-21.
Durkin, S. J., & Paxton, S. J. (2002). Predictors of Vulnerability to Reduced Body Image Satisfaction and Psychological Wellbeing in Response to Exposure to Idealized Female Media Images in Adolescent Girls. Journal of psychosomatic research, 53(5), 995-1005.
Ersoy, G. (1991). Yeme Davranışı Bozuklukları Anoreksia ve Bulimia Nervoza. Beslenme ve Diyet Dergisi, 20(1), 95-106.
Ferguson, C. J., Muñoz, M. E., Garza, A., & Galindo, M. (2014). Concurrent and Prospective Analyses of Peer, Television and Social Media Influences on Body Dissatisfaction, Eating Disorder Symptoms and Life Satisfaction in Adolescent Girls. Journal of Youth and Adolescence, 43(1), 1-14.
Field, A. E., Camargo, C. A., Taylor, C. B., Berkey, C. S., Roberts, S. B., & Colditz, G. A. (2001). Peer, Parent, and Media Influences on The Development of Weight Concerns and Frequent Dieting Among Preadolescent and Adolescent Girls and Boys. Pediatrics, 107(1), 54-60.
Güvenen, G. (2017). Sosyal Medya ve Kitle İletişim Araçlarının Lise Öğrencilerinin Beden Algısı ve Sosyal Görünüş Kaygısı Üzerine Etkisinin Belirlenmesi (Yüksek Lisans Tezi), Sağlık Bilimleri Enstitüsü).
Haferkamp, N., & Krämer, N. C. (2011). Social Comparison 2.0: Examining The Effects of Online Profiles on Social-networking Sites. Cyberpsychology, Behavior, and Social Networking, 14(5), 309-314.
Haines, J., & Neumark-Sztainer, D. (2006). Prevention of Obesity and Eating Disorders: A Consideration of Shared Risk Factors. Health education research, 21(6), 770-782.
Hargreaves, D. A., & Tiggemann, M. (2004). Idealized Media Images and Adolescent Body Image:“Comparing” Boys and Girls. Body image, 1(4), 351-361.
Hargreaves, D., and Tiggemann, M. (2003). The Effect of “Thin Ideal” Television Commercials on Body Dissatisfaction and Schema Activation During Early Adolescence. J. Youth Adolesc. 32(5): 367–373.
Hartmann, A. S., Becker, A. E., Hampton, C., & Bryant-Waugh, R. (2012). Pica and Rumination Disorder in DSM-5. Psychiatric Annals, 42(11), 426-430.
Herzog, D. B., & Eddy, K. T. (2007). Diagnosis, Epidemiology and Clinical Course of Eating Disorders. Clinical manual of eating disorders, 1-29.
Hummel, A. C., & Smith, A. R. (2015). Ask and You Shall Receive: Desire and Receipt of Feedback Via Facebook Predicts Disordered Eating Concerns. International Journal of Eating Disorders, 48(4), 436-442.
Karadere, M. E., & Hocaoğlu, Ç. (2018). Kaçıngan/kısıtlı Yiyecek Alımı Bozukluğu Nedir? Tanı ve Tedavi Yaklaşımları. Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 7(4), 110-118.
Knauss, C., Paxton, S. J., & Alsaker, F. D. (2007). Relationships Amongst Body Dissatisfaction, Internalisation of The Media Body Ideal and Perceived Pressure From Media in Adolescent Girls and Boys. Body image, 4(4), 353-360.
Kudret, M., & Demir, G. (2022). Sağlık & Bilim: Beslenme-2. Efe Akademi Yayınevi: İstanbul.
Kusnik, A., & Vaqar, S. (2021). Rumination Disorder. In StatPearls [Internet]. StatPearls Publishing. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK576404/.
O'Brien, M. D., Bruce, B. K., & Camilleri, M. (1995). The Rumination Syndrome: Clinical Features Rather Than Manometric Diagnosis. Gastroenterology, 108(4), 1024-1029.
O'Brien, M. D., Bruce, B. K., & Camilleri, M. (1995). The rumination syndrome: clinical features rather than manometric diagnosis. Gastroenterology, 108(4), 1024-1029.
Özcebe, H. (2002). Birinci Basamakta Adolesan Sorunlarına Yaklaşım. Hacettepe Üniversitesi Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi, 11(10): 374-377.
Singh, A. P. (2013). Pica: A Case Report on Eating Disorder of Rural Adolescent Girl. International Journal of Scientific and Research Publications, 3(9), 1-5.
Smolak, L. (2004). Body Image in Children and Adolescents: Where Do We Go From Here?. Body Image, 1(1), 15-28.
Terhoeven, V., Nikendei, C., Bärnighausen, T., Bountogo, M., Friederich, H. C., Ouermi, L., & Harling, G. (2020). Eating Disorders, Body Image and Media Exposure Among Adolescent Girls in Rural Burkina Faso. Tropical Medicine & International Health, 25(1), 132-141.
Tremblay, L., Lovsin, T., Zecevic, C., & Larivière, M. (2011). Perceptions of Self in 3–5-year-Old Children: A Preliminary Investigation into The Early Emergence of Body Dissatisfaction. Body Image, 8(3), 287-292.
Turan, S., Poyraz, C. A., & Özdemir, A. (2015). Tikinircasina Yeme Bozuklugu/Binge Eating Disorder. Psikiyatride Guncel Yaklasimlar, 7(4), 419.
Uskun, E., & Şabaplı, A. (2013). Lise Öğrencilerinin Beden Algıları ile Yeme Tutumları Arasındaki İlişki. TAF Preventive Medicine Bulletin, 12(5).
Wang, S. B., Haynos, A. F., Wall, M. M., Chen, C., Eisenberg, M. E., & Neumark-Sztainer, D. (2019). Fifteen-year Prevalence, Trajectories and Predictors of Body Dissatisfaction From Adolescence to Middle Adulthood. Clinical Psychological Science, 7(6), 1403–1415. https://doi.org/10.1177/2167702619859331
Yılmaz, B. (2017). Bir Grup Lise Öğrencisinin İnternet Kullanımlarının Beden Algıları ve Yeme Tutumları İle İlişkisi, (Yüksek Lisans Tezi), Işık Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Zimmerman, J., & Fisher, M. (2017). Avoidant/restrictive Food Intake Disorder (ARFID). Current problems in pediatric and adolescent health care, 47(4), 95-103.
Comments